27 Mart 2013 Çarşamba

Tiyatro - Ne Olursa Olsun Hala Büyü

Dünya Tiyatrolar Günü bugün malum, Göksel Kortay'ın da Dario Fo'nun da bugüne dair yazdığı yazılar dikkatle okunmalı bence de. Lâkin ben bu sabah ayrı bir coşkuyla uyandım, söylemeden edemeyeceğim. Dün gece Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu olarak Ormanlardan Hemen Önceki Gece adlı oyunumuzun prömiyerini yaptık Afife Jale Sahnesi'nde. GSÜTT hep çok yoğun çalışır, çoğu başka şeye zamanınız yeriniz kalmaz; ama bu sene bambaşkaydı. Önce bir deli yönetmen çıkardık aramızdan, daha önce hiç çalışmadığımız bir tarzda bedene ve oyuncuların karakter yaratımına dayalı bir şeyler yapmak istedi. Hepimiz zayıfladık, elimizden geldiği kadar spor yaptık, bedenlerimizle uğraştık. Sonra bir gün okulumuzun o çok sevdiğimiz kısmında provadayken burnumuza bir ince yanık kokusu geldi, 1 saat sonra okulun öbür tarafından o en yaşadığımız köşenin cayır cayır yanışını izledik nutkumuz tutulmuş. Sonrası tırmalamalar, sahne aramalar, her üyenin kendi bağlantılarını seferber etmesi. Birkaç ay göçebe yaşadık, Bahçeşehir, Haliç Üniversiteleri gibi kurumlar bize kapılarını açtı. Afife Jale Sahnesi'nin elinden gelen yardım gece 11-2 arasında birkaç gün prova tahsis etmek oldu. Yaptık o provaları inanamadım ben. 4-5 saat uyuyup sabah derslerimize gittik sonra. Ucundan kıyısından uğraşmış herkes bilir, deli işidir tiyatro, kendini kaptırmayan insan seviyor-muş numarası yapamaz. Bu hep böyle ama bu sene ayrıca zorlayıcıydı benim için, GSÜTT için. Bir noktadan sonra dışardan bakışımızı kaybettik, biz böyle başka bir şeyler deniyoruz ama seyirci ne tepki verecek bilemedik, ürktük. Dün gece prömiyer yaptık nihayet, bambaşka bir enerji vardı sahnede. Sahneden gözünü kırpmadan oyunu takip eden seyircileri görmek, şaşkınlıkla gülmeleri duymak, sevdiklerini farketmek büyük sürpriz oldu. Çok uzun zamandır, belki de hiç bir zaman bu kadar keyif almamıştım sahnede olmaktan. Müthişti seyirciyle o etkileşimi hissetmek. Selama çıktığımızda göz göze geldiğim bazı suratlardaki ifadeleri görünce ağlamaklı oldum mutluluktan. Selam verip içeri girdiğimizde tekrar başlayan alkışı duyunca önce anlam veremedim, biri mi çıktı sahneye, biri bir şey mi yaptı diye. Sonra bir farkettik ki ciddi ciddi tekrar selama çıkalım diye alkışlanıyoruz. Hiç unutamayacağım bir andı sanırım. Oyun bitiminde konuştuğum herkesin ne kadar beğendiğini söylemesine hala inanamıyorum. Bugün pek çok tartışma yapılıyor tabiatıyla tiyatronun günümüzdeki yeriyle ilgili. Bence sahneyle seyirciyi etkileşime sokan, iki taraf arasında gidip gelen o  haz temelinde var, ortadan kalkması da mümkün değil. Bu hala bir büyü, hep de öyle olacak. Seyircisine saygılı, düşünülmüş ve üstünde tarifsiz emek harcanmış güzelim oyunlarını bizimle buluşturan bütün tiyatrocuların, tiyatroya maddi manevi mesai harcayan, sahneye saygılı muhteşem seyircilerin günü kutlu olsun.

Hamiş: Eskaza bizzat tanışmadığım, bir de üstüne tiyatroyla ilgilenen birileri okuyorsa bu yazdıklarımı, ilgilendiyse, Bu cuma (29 Mart) Şişli Blackout Sahnesi'nde 20.30'da, 3 Nisan Ortaköy Afife Jale Sahnesi'nde 19.30'da, 15 Nisan'da yine Afife Jale Sahnesi'nde 20.30'da oynuyoruz. Başka üniversitelerde ve sahnelerde de oynayacağız. Gelip görse, fikir beyan etse pek çok mutlu olurum.