26 Mayıs 2012 Cumartesi

En yakınınızdaki kitabın yarası?

İnternette "en yakınınızdaki kitabın ... sayfasının ... cümlesi" dolaşmaya başlamış yine. Gördüm de elim masamda finallerin biriktirdiği hukuk kitaplarını geçti, 1 haftadır içimi kanatan Murathan Mungan'ın çeşitli yazarların öykülerinden derlediği "Bir Dersim Hikayesi"ne gitti.
 Şu yakın zamanlarda ikisi de yeni çıkan, kanla kurulu bir estetiğe sahip iki kitap okudum, meraklılarından henüz haberdar olmayan varsa demiş de olayım;
ilki yukarda adı geçen resmi tarih yazımına edebî bir karşı duruş. Şu ara pek revaçta 12 Eylül ve 28 Şubat'tan sonra Dersim'le de "yüzleşme"; ama çok şükür bu kitap bunun üzerine eğilip zamanın ruhundan nemalanmaya çalışan sübjektif bir tarih yazımı değil. Onun yerine yaşananları insani -edebi kaliteden hiç ödün vermeden- bir şekilde ele alan, bana samimi gelen bir derleme. Öyküler güzel, amennâ ama uyarmak gerek; okuyunca bitmiyor, her sayfa oyuyor içinizi. Şiddet bazen bağırıyor, boğuyor, göz bebeklerinizi büyütüyor, bazen ise arka planda ince ince kanıyor, boğazınıza okuduktan sonra da geçmeyen bir yumru oturtuyor. Bunu çoğunlukla vahşeti yazarının içselleştirdiği haliyle anlatarak yapıyor. Propaganda yapmıyor, manipülasyon için yazılmış gibi durmuyor. "Kendisi farkında olsun ya da olmasın, bu ülkede herkesin bir Dersim hikayesi vardır." diyor Murathan Mungan. Hepimizin bu ayıbın içinde yaşadığını yüzümüze vurarak. Hatta incelikli bir şekilde okuyanın Dersim hikayesini oluşturuyor belki. Benim hikayem nedir acaba? diye düşünüyorum. Ne zaman oluştu? 2 yıl boyunca sadece Kürt olduğu için hukuka aykırı bir şekilde tutuklu kalan okul arkadaşım için yürürken mi? İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "Uludere'de ölenler PKK figüranıdır, öldürülmeseler zaten kaçakçılıktan yargılanacaklardı. Özür dilemeye gerek yok" dediğini duyduğumda mı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder